Skip to main content

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre, yaklaşık 50 milyon (veya% 15’i) yetişkin 2018’de Amerika Birleşik Devletleri’nde kronik ağrı çektiğini bildirdi. (1) Kronik ağrıyı yönetmek, genellikle ağrı kesici ilaçlar, fiziktedavi, yaşam tarzı müdahaleleri, diyet değişiklikleri ve ağrı giderici takviyeler kullanılmaktadır.

Kurkumin, Çuha çiçeği yağı, Omega-3 yağ asitleri, D vitamini, Kollajen ve Topikal kapsaisin dahil olmak üzere ağrı için yaşam tarzı yaklaşımları ve diyet takviyeleri hakkında bilgi edinmek isterseniz araştırmalar ile desteklenmiş 2 serilik blog yazıları tam size göre. Bu yazıda kronik ağrı ve yaşam tarzı yaklaşımlarından bahsedeceğim. Hazırsanız, başlayalım. 🙂

Ağrı nedir?

Fiziksel ağrı, etkilenen vücut kısmından beyne sinir sistemi yoluyla gönderilen bir sinyaldir. Bu sinyal, yaralanma veya enfeksiyon gibi bir şeyin yanlış olduğunu bildirmeyi amaçlamaktadır. (2) Ağrı genellikle kısa süreli akut ağrıya ve normal iyileşme süresinin ötesinde devam eden kronik ağrıya bölünebilir. (3)

Kronik Ağrı

Kronik ağrı, tıp literatüründe on iki haftanın ötesinde devam eden ağrı ile karakterizedir. Ağrı şiddeti hafif ila şiddetli arasında değişebilir (9) ve vücuttaki ağrı deneyimine katkıda bulunan yolları ifade eden üç ana tipte sınıflandırılabilir.

Üç ağrı türü şunları içerir:

Nosiseptif, ağrı reseptörleri tarafından tespit edilen gerçek veya potansiyel zarara bir cevaptır.
Enflamatuar, iltihaplanmaya bağlı doku hasarını ifade eder.
Nöropatik, Tipik olarak bir bölgeye lokalize olan ve sinir sistemine hasar veya hastalıktan kaynaklanan ağrıları ifade eder. (4)

Kronik ağrının kendisi bir semptom olsa da, kronik ağrı sendromu terimi, fibromiyalji, irritabl bağırsak sendromu (IBS), migren, dismenore (menstrüel bozukluklar) ve romatizmal durumlar gibi kronik ağrının yaygın olarak görüldüğü bir sağlık durumunu ifade eder. (5)

Kronik Ağrı Yaklaşımları

Kronik ağrı ile ilişkili değiştirilebilir risk faktörleri arasında alkol alımı, sigara içmek, zayıf (eksik) beslenme ve fiziksel hareketsizlik sayılabilir. (9) Kronik ağrıyı etkili bir şekilde ele almak, psikolojik müdahaleler, fizik tedavi, diyet değişiklikleri, akupunktur, egzersiz ve besin takviyeleri gibi bazı yaşam tarzı müdahalelerini içerebilir.

Psikolojik Müdahaleler

Ağrıyı yönetmek için çeşitli psikolojik ve psikososyal yaklaşımlar vardır. Bir gözden geçirme çalışması, kronik ağrısı olan bireylerde bilişsel-davranışçı terapi (CBT), edinsel davranışçı terapi (OBT) ve kendi kendine hipnoz eğitiminin etkilerini incelemiştir. Çalışma, ağrıyı koruyan veya kötüleştiren faktörleri ele alan CBT ve OBT’nin etkili olduğunu ve kronik ağrının multidisipliner tedavisine dahil edilmesi gerektiğini önermektedir. Kendi kendine hipnozun bireylerin azınlıklarına kalıcı bir ağrı kesici sağladığı görülürken, çoğunluğun sadece geçici ağrı kesici olduğu görülmüştür. (15)

Fizik Tedavi

Kronik ağrıyı ele almada fizyoterapi olarak da adlandırılan fizik tedavinin amacı, harekete toleransı arttırmak ve ağrıyı azaltmak, daha az ağrı ve sakatlığa neden olmaktır. (6) Fizik tedavi, akut ağrının kronik ağrıya ilerlemesini önlemede etkili olabilir. Bel ağrısı olan bireylerde yapılan bir çalışmada, bakımın ilk noktasında, herhangi bir noktada ya da hiç fizik tedavi almamış kişilerin tedavisinin çeşitli sonuçları incelenmiştir. Araştırmacılar, ilk bakım noktasında bir fizyoterapistin görülmesinin, daha düşük opioid kullanımı ve acil servis ziyaretleri ve gelişmiş görüntüleme hizmetleri gibi tıbbi hizmetlerin daha az kullanımı ile ilişkili olduğu sonucuna vardı. (7)

Diyet Modifikasyonları

Nutrition Research Reviews dergisinde yayınlanan bir grup araştırmacı, kronik ağrısı olan bireyler için bir besin piramidi önerdi. Besin piramidi, diyetteki anti-enflamatuar ve antioksidan gıdaları arttırmaya odaklanır. Bu anti-enflamatuar diyet, düşük glisemik karbonhidratlar, sebzeler, meyve, yoğurt, kırmızı şarap ve zeytinyağı (omega-3) tüketimini teşvik eder. Besin piramidi ayrıca balık, beyaz et, yumurta, taze peynir ve kırmızı et dahil olmak üzere baklagiller ve hayvansal proteinlerin orta derecede alımının yanı sıra zaman zaman tatlı tüketimine izin verir. (8)

Akupunktur

Yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, akupunkturun kronik ağrı yönetimindeki etkilerini inceleyen klinik çalışmaları derledi. Çalışma, akupunkturun kontrol gruplarına kıyasla, kronik ağrı azalmasının akupunktur tedavisi ile ilişkili olmadığını bulmuştur. Ancak çeşitli tedavi kılavuzları, baş ağrısı, migren ve sırt ağrısı gibi farklı ağrı türleri için akupunktur önermektedir. (9)

Egzersiz

Sistematik derleme çalışmaları, denge eğitimi, çekirdek eğitimi, yoga, pilates ve tai chi gibi aerobik, kuvvet ve esneklik egzersizleri gibi çeşitli egzersiz türlerinin kronik ağrısı olan bireylerde etkilerini değerlendirmiştir. Araştırma, egzersizin şiddet ve fiziksel fonksiyon da dahil olmak üzere kronik ağrı ile ilgili çeşitli faktörleri iyileştirebileceğini düşündürmektedir. (10)

Kronik ağrıda diyet takviyeleri hakkında bilgi edinmek isterseniz takipte kalın, bir sonraki yazım: “Kronik Ağrı İçin Doğal Besin Takviyeleri” 🙂

Vadi İstanbul Fizyoterapist & Diyetisyen İsmail Cerrah
İstanbul Fizyoterapist & Diyetisyen
İstanbul Online Diyetisyen

One Comment

  • Mesut Uğur dedi ki:

    Buradaki bilgiler tıp açısından güncel midir? Güncelse ezberlerin tekrarımıdır? Mesela bu yazının hiç bir yerinde iskemik ağrı geçmemektedir. Elektronik stimülasyonla yeni koleterallar oluşturulduğunda, yani ağrı bölgesindeki dokunun tekrar oksijenlenmeye başlaması, nütrisyon gelmesi neropatik ağrıyı yok etmektedir. Tüm travmalarda hiperemi kaynaklı sıcaklık artışı ve buna bağlı damar içi sıvının damar dışına kaçması kompartman sendromu yani iskemi yapması ağrı duyulmasına neden oluyor. Damar içi sıvının dışarı kaçması engellenince ağrı engellenmiş oluyor çünkü iskemi oluşmuyor. Keza inflamasyon denen yangı sıcaklık artışı kapilerleri bazodilate edip endotel hücrelerin açılmasına ve damar içi sıvının damar dışına kaçması iskemik ağrı yapar….

Leave a Reply

Sohbet Başlat
Hızlı İletişim
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?